Al-Hilal kalecisi Yassine Bono, geçtiğimiz yaz Sevilla'dan ayrılıp Suudi kulübüne katılma kararının karşılaştığı akıl sağlığı sorunlarından kaynaklandığını açıkladı.
“Ben değildim. Bütün çabamı ve deneyimimi buna harcadım ama ruh halimden dolayı takımda kalamadım. Ruh sağlığım için bir değişikliğe ihtiyacım vardı. Takımda olamayacağınızı bilerek oynayamazsınız. Yaşam için çok az zamanım vardı. Antrenman yapın, köpeği gezdirin, uyuyun ve ertesi gün antrenmanı düşünün. Kulübe her şeyimi vermeye devam edecek gücümün olmadığını görünce, ayrılma fırsatı bana sunuldu.
Bu sezon Bono'nun tüm müsabakalarda 36 kez forma giydiğini ve bu maçların 19'unda gol yemediğini belirtmekte fayda var. Kulübüyle olan mevcut sözleşmesi 2026 yazına kadar geçerlidir.
Bono'nun zihinsel sağlık sorunları ve çevrede değişiklik yapılması gerektiğine dair samimi itirafı, profesyonel sporcuların refahına yönelmenin artan farkındalığını ve önemini vurguluyor. Üst düzey futbolun baskısı ve talepleri, bir oyuncunun zihinsel durumu üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir ve Bono'nun, zihinsel sağlığına sportif sorumluluklarından daha fazla öncelik verme kararı övgüye değer bir adımdır.
Kalecinin Al-Hilal'e transferi görünüşe göre ona yeniden odaklanması ve en yüksek seviyede performans göstermesi için ihtiyaç duyduğu yeni başlangıç ve destek sistemini sağladı. Bu sezonki etkileyici performansları, çok sayıda gol yememesi de dahil olmak üzere, manzara değişikliğinin genel refahı ve mesleki gelişimi açısından faydalı olduğunu gösteriyor.
Bono'nun hikayesi bize en yetenekli ve başarılı sporcuların bile zihinsel sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini ve bu sorunların ele alınmasının oyuncular ve temsil ettikleri kulüpler için bir öncelik olması gerektiğini hatırlatıyor. Deneyimiyle ilgili açık sözlülüğü, başkalarına da zihinsel sağlıklarına öncelik vermeleri ve benzer zorluklarla karşılaştıklarında gerekli desteği aramaları konusunda ilham verebilir.